antakya haber sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

Beyaz Saray’daki gerginliğe bir de bu açıdan bakın: Trump-Zelenskiy kavgasının arka planı… ‘Churchill gibi adam’ benzetmesi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'in Beyaz Saray'a ziyaretinde, ABD Başkanı Donald Trump ile yaşadığı kavga damga vurdu. Aralarındaki gerginliğin arka planını, Zelenskiy'e yapılan "Churchill" benzetmesinin sebebini ve Rusya ile savaşı kimlerin sürdürmek istediğini Deniz Berktay ele aldı.

“`html

TRUMP VE ZELENSKIY ARASINDAKİ GERGİNLİĞİN NEDENLERİ

ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy arasında Beyaz Saray’da meydana gelen güçlü tartışmalar, Amerikan diplomasi tarihinin eşine az rastlanır bir örneği olarak değerlendiriliyor. Ancak bu çatışma, aslında Ukrayna yönetimi ile ABD yönetimi arasındaki bir mesele olmaktan çok, Batı blocunun kendi içindeki gerilimleri yansıtmaktadır. Zelenskiy, Batı’da Trump karşıtı unsurların sembolü konumuna geldi.

Trump ve Zelenskiy’nin ilişkileri sonbahardan bu yana oldukça gergin bir seyir izliyor. Zelenskiy, 2024’teki ABD ziyaretinde, Kasım’daki seçimlerdeki başkan adaylarıyla görüşmeler yapmak istemiş, ama Trump’la olan buluşması oldukça tatsız geçmişti. Bu durumun iki önemli nedeni vardı: İlk olarak, Zelenskiy, ABD’deyken Amerikan medyası aracılığıyla Cumhuriyetçilerin tutumunu eleştirmişti; ikinci olarak, bu ziyareti Demokratlar tarafından iç seçimler için bir koz olarak kullanılmıştı. Bu sebeple Trump, görüşmekten çekinmiş ve yalnızca bazı aracılar sayesinde zoraki bir görüşme gerçekleşebilmişti. Bu görüşmede de Trump’ın Zelenskiy’ye karşı soğuk tavrı belirgin bir şekilde hissedildi.

UKRAYNA NEDEN ŞU AN ORTADA BIRAKILDI?

Trump’ın iktidara gelmesi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın seyrinde önemli değişimler olabileceğinin bir işaretiydi. Zira Trump ve Cumhuriyetçi Parti, Rusya ile bir uzlaşma sağlanması gerektiğine inanıyordu. Bu fikir, Batı’daki geniş bir kamuoyu tarafından da destekleniyordu.

Böyle bir yaklaşım, Ukrayna yönetimini zor bir duruma sokmakta; çünkü savaşın başlangıcında Zelenskiy yönetimi, Türkiye’nin aracılığıyla Rusya ile bir görüşme yaparak ön bir anlaşmaya varmışken, İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın aniden Kiev’e gelerek Zelenskiy’i müzakereleri durdurmaya ikna etmesiyle durum zorlaştı. Sonrasında Biden ve pek çok İngiliz hükümeti, Zelenskiy’nin Rusya ile bir anlaşma yapmasını engellemeye çalıştı. Biden’ın Ukrayna’nın Kırım’ı geri almakta yeterli güce sahip olduğu yönündeki açıklamaları, Ukrayna’nın umutlarını artırdı. Bunun sonucunda, ABD-İngiltere ikilisi savaşın uzamasına katkıda bulunarak bu çatışmanın Rusya’yı yıpratmasını hedeflemişti. Artık herkes, Rusya’nın Suriye’deki başarısız politikaları ve Kafkasya’daki zayıf konumunun, Ukrayna’da yaşadığı güç kaybıyla bağlantılı olduğunu görmekte.

UKRAYNA’NIN İKİ KORKUSU

Ukrayna’nın 1991 yılında bağımsızlık kazanmasından bu yana iktidarda bulunan Batılı yönetimlerin en büyük kaygıları şunlardı: Öncelikle, ABD’nin Ukrayna’yı göz ardı ederek Rusya ile doğrudan müzakere etmesi; ikincisi ise Batı’nın Ukrayna’yı yalnız bırakması… Trump yönetiminin Putin ile doğrudan müzakerelere girişmesi, bu korkuları biraz da doğrulamış oldu. Zelenskiy, Batı destekli bir dönemde “Rusya ile ancak belirli şartlar altında müzakere ederiz” demişken, şimdi ise destekçisinin Rusya ile hiçbir şart öne sürmeden görüşmeye başladığını gözlemliyordu. Riyad’daki ABD ve Rusya ile yapılan ilk müzakerelerde, ateşkes, seçimler ve barış anlaşması gibi adımlara ilişkin kararlar alınması, Ukrayna yönetimini büyük bir öfkeye sürükledi. Ayrıca ABD Başkanı’nın Zelenskiy’i “gayri meşru lider” ve “diktatör” şeklinde itham etmesi, hoşnutsuzluğu artırdı.

ZELENSKIY’DEN BATI’YA “BİZİM MADENLERİ BERABER İŞLETELİM” ÇAĞRISI

Zelenskiy ve Trump arasındaki ilişkileri daha da kötüleştiren bir diğer sebep, Ukrayna’nın doğal kaynakları oldu. Aslında, bu durumu daha çok Trump’a ve genel olarak Batılı ülkelere sunan kişi Zelenskiy’di. Geçen sonbaharda duyurulan “Zefer Planı”nda, Zelenskiy, Batılı ülkelere “doğal kaynaklarımızı birlikte değerlendirelim” teklifinde bulunarak, ABD yönetimine, kendi çıkarlarını gözeterek hitap etmeye çalışıyordu. Zelenskiy’nin beklentisi, bu doğal kaynaklar ile karşılığında Ukrayna’nın güvenliğinin sağlanacağına dair bir garanti almasıydı. Ancak Trump, “Ukrayna’nın hâlihazırda bize borcu var. Bu nedenle, bu kaynakları vermekten başka çareleri yok” diyerek güvenlik garantisi vermekten kaçındı. Her ne kadar bu konu Zelenskiy ile Trump arasında sorun yaratsa da, nihai anlaşmanın büyük ölçüde Trump’ın talepleri doğrultusunda şekillendiği anlaşılıyor ve Ukrayna’ya güvenlik garantisi verilmediği gözlemleniyor.

Doğal kaynaklarla ilgili anlaşmanın, Beyaz Saray’da imzalanması bekleniyordu. Her ne kadar Zelenskiy, Beyaz Saray’dan ayrılmak zorunda kalsa da, verdiği bir demeçte imzayı atacaklarını belirtti.

ZELENSKIY’İ “CHURCHILL GİBİ BİR LİDER” OLARAK NİTELENDİRMEK

Zelenskiy bu çatışmada yalnız mı?

Elbette hayır. Trump’ın göreve gelişiyle Batı dünyasındaki Rusya ile ilgili ve genel küresel politikadaki uyumsuzluk gün geçtikçe derinleşiyor. Trump, iktidara geldi, fakat ABD’deki Biden gibi küresel egemenlik siyasetini savunanların etkisi devam ediyor. İngiltere de, 2021-2022 dönemindeki gibi, ABD’yi Doğu Avrupa’daki çatışmalara çekme çabalarını sürdürüyor. Avrupa Birliği ve bazı Baltık ülkeleri benzer bir anlayış içerisindeler. Trump karşıtı tüm bu kesimler, Zelenskiy’i, Trump’a karşı yürütülen mücadelenin bir araç haline dönüştürüyor ve onun arkasında olduklarını ifade ediyorlar. İngiltere Savunma Bakanı bile Zelenskiy’i, İkinci Dünya Savaşı’nın önemli liderlerinden Winston Churchill ile karşılaştırıyor. Önceden de görüşmelerin tıkanmasına neden olan Boris Johnson, Zelenskiy’i Churchill olarak tanımlamıştı. İngiltere, Rusya ile savaşı devam ettirmeyi hedefledikçe Zelenskiy’i “Churchill gibi bir lider” olarak lanse ediyor.

Ukrayna basını, Zelenskiy’nin Trump ile bir uzlaşmaya zorunlu olduğunu vurguluyor.

Savaşın ilk dönemlerinde, bir tarafta Rusya, diğer tarafta ise Batı’nın birlik olduğu bir çatışma yaşanıyordu. Ancak günümüzde, Batı içerisindeki farklı gruplar arasında derinleşen bir bölünme ve çatışma söz konusu. Bu şartlar altında, Ukrayna’daki savaşın seyrini, Trump’ın mı karar alacağı yoksa diğer grupların Trump’ı ikna edebileceği belirleyecek.

Deniz Berktay

“`

Dikkat edilmesi gereken unsurlar, içerikte anahtar kelimelerin dengeli bir şekilde ve doğal bir üslupla yer alması, okuyucunun dikkatini çekecek bir anlatım tarzı benimsenmesidir. Bu metin, orijinal içeriğin ruhunu koruyarak daha geniş bir kitleye hitap etmeyi amaçlamaktadır.