Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Doğu Akdeniz‘de olası normalleşme sürecinde Türkiye‘nin öncü rol oynayacağını belirterek, ” Türkiye‘nin olmadığı hiçbir politika hayata geçirilemez.” dedi.
TESPAM ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) işbirliğinde düzenlenen 3. Uluslararası Doğu Akdeniz Enerji Forumu Ankara’da gerçekleştirildi.
TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, AA muhabirine foruma ilişkin değerlendirmesinde, Doğu Akdeniz Enerji Forumu’nun Türkiye‘yi bölgede dışlamaya çalışan politikaların önüne geçebilmek amacı taşıdığını söyledi.
Akyener, geçen yıl forumun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC), İsrail, Lübnan, Suriye, Libya, Mısır gibi bölge devletlerinin katılımıyla gerçekleştiğini anımsattı.
Türkiye‘nin normalleşme noktasında bölgede çok önemli adımlar attığını vurgulayan Akyener, bu adımların bölgedeki problemlere etki edebilecek bir çözüme zemin hazırlayabileceğini anlattı.
Forumun 3.’sünü barışı konuşmak yerine savaşın gölgesinde yapmak zorunda kaldıklarına değinen Akyener, “7 Ekim’de başlayan ve soykırıma dönüşen, içi kanla dolan bu süreç bütün bu girişimleri ne yazık ki hezimete uğrattı, negatif etkiledi. Devletlerin politikaları kısa vadeli olmaz. Şu an böyle konuşuyoruz ama belki beş sene sonra yine tekrar barış konuşabiliriz bölgede. Araya kan girdi, suçluların cezalandırılması gibi süreçler gerekiyor. Ben yine de ümitliyim. Kısa vadede değil ama uzun vadede tekrar normalleşme adımlarını göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Olası bir normalleşme sürecinde Türkiye‘nin öncü rol oynayacağına değinen Akyener, şöyle devam etti:
” Türkiye‘nin olmadığı hiçbir politika hayata geçirilemez, geçirilemediğini de gördük zaten. Türkiye bölgedeki, askeri, diplomatik, siyasi, ekonomik anlamdaki dengeleri bir kenara bırakıyorum, enerji anlamındaki dengelerde de merkezde olabilecek konumda. Bölge kaynaklarının geliştirilerek uluslararası piyasalara eriştirilmesiyle alakalı Türkiye’nin çok kilit bir rol oynadığını ifade etmemiz gerekiyor. Türkiye’nin mevcut olmadığı denklemlerde zaten süreç ekonomik hale gelmiyor ki yatırımcı çekemiyorsunuz.”
Lübnan ile Türkiye’nin bazı anlaşmalar yapabileceğine değinen Akyener, şunları kaydetti:
“Süreci İsrail’le birlikte başlatmaktansa, İsrail’i savaş durana ve suçlular cezalandırılana kadar bekletip, Lübnan’la bazı adımlar atılabilir. Lübnan’a yatırımcı noktasında bizim gitmemiz gerekir bu durumda. Lübnan’ın da KKTC’yi kabul edeceği bir denklemde, Türkiye kaynak arama, geliştirme, üretim, boru hattı inşası, keşif olursa kaynağın Türkiye’ye taşınması gibi süreçlerde Lübnan’la işbirliği yapar. İleride de İsrail’le yeniden bir normalleşme olursa, İsrail’in de potansiyeli direkt olarak oraya bağlanabilir. Bu bağlamda ileride Kıbrıs Adası’nın güneyindeki kaynaklar da yeniden görüşülebilir.”