Fikret Kuşkan, Hülya Koçyiğit’in sunduğu ‘Film Gibi Hayatlar’ programına konuk oldu. 13 yaşında babasını kaybeden oyuncu, “Babasızlık sana ne öğretti?” sorusuna, “Hayatta kalmayı öğretti. Bugün burada olmamın sebebi çok küçük yaşlarda çok güçlü durmamdır. Önünüze hedef koymalısınız, ben çocukluğumdan beri önüme hep hedefler koydum. Kararlı ve dirayetli bir çocuktum. İnadım da var, tabii Arnavutluk da var. Hatta benim çocuklar da bana benziyor bu anlamda” yanıtını verdi.
“MADDİ SIKINTILAR YAŞARIM DİYE KORKTU”
Kariyerinin başlarında çok korktuğunu vurgulayan Kuşkan, “16 yaşında tiyatroyla karşılaşıncaya kadar genetik, biyoloji okumak istiyordum. Annem bana Siyasal Bilimler de okuyabileceğimi söylüyordu. Tiyatro isteyince maddi sıkıntılar çekebileceğimi düşündüğü için korktu. Oyunculuğu, ilk sinema filminden sonra hiç sevmedim. ‘Tiyatro ile devam edeceğim’ dedim. Daha fazla dikkatli ve seçici olmam gerektiğinin ve çok çalışmam gerektiğinin bilincine vardım. Başarımın üzerine yatmadım. Sonrasında çok doğru insanlarla karşılaştım” ifadelerini kullandı.
“15 DAKİKA SONRA AĞLAMAYA BAŞLIYORUM”
Ünlü oyuncu, 2004 yılında başrolünde yer aldığı, kariyerinde önemli bir yere sahip olan ‘Mustafa Hakkında Herşey’ filmiyle ilgili olarak, “Mustafa Hakkında Herşey’i, Babam ve Oğlum’dan daha çok severim. Sinematografisini daha güçlü bulurum. Babam ve Oğlum’u izleyemiyorum, 15 dakika sonra ağlamaya başlıyorum. Rol aldığım projelerde bir derdim olsun istiyorum. O karakterin bir şey anlatması gerekiyor. Tabii ki çok kaliteli romantik komedide de oynarım. Yeter ki bir şey anlatsın, sabun köpüğü olmasın” açıklamasını yaptı.
“YENİ PROJEYE BAŞLADIĞIMDA EŞİM YATAĞI TERK EDER”
Dünyada Selçuklu dönemini anlatan ilk film olma özelliğini taşıyan ‘Direniş Karatay’da Ahi Evran’ı, ‘Akif’de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, son olarak TRT’nin dijital platformu tabii’de yayınlanan ‘Akif’ dizisinde Mehmet Akif Ersoy’u canlandıran Fikret Kuşkan, “Ahi Evran, Mustafa Kemal Atatürk ve Mehmet Akif Ersoy’a çalışırken çok ciddi okumalar yaptım. Tarihsel çalışmalar okudum. Eşim, ben işe başladıktan bir hafta sonra yatağı terk eder. Gece uyanıp konuşuyorum. Akşam onunla yatıyorum, sabah onunla kalkıyorum. Kısacası yarı şizofren bir iş yapıyoruz” yorumunda bulundu.
“KALABALIKTAN HOŞLANMIYORUM”
Popüler olmaktan hoşlanmadığını vurgulayan 58 yaşındaki oyuncu, “Çocukluğumdan beri hep uzak, hep tenhaydım. Kalabalıktan çok küçük yaşlardan beri hoşlanmıyorum. Bu işin bu kadar vitrin olacağını hesaplamamıştım, geri adım attım hep. Benim galasına gitmediğim işlerim var” dedi.